Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Deniz Yolu ile Eşya Taşımacılığında Taşıyanın Gecikme Zararlarından Sorumluluğu ve Sorumluluğun Sınırlandırılması

Carrier’s Liability Regarding Delay in Carriage of Goods by Sea and Limitation of Liability

Elif Çağla ÇELİK,İlknur ULUĞ CİCİM

Deniz yoluyla eşya taşıma sözleşmelerinde eşyanın varma limanına geç teslim edilmesi, Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan taşıyanın yükümlüğünü ihlal etme hallerinden bir tanesidir. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda gecikme nedeniyle taşıyanın sorumluluğu düzenlenmemişti. Hamburg Kurallarının gecikme ile ilgili hükümlerinin çoğu 6102 sayılı Türk Ticaret Kanuna’na aynen aktarılmıştır. Bu bağlamda gecikme nedeniyle taşıyanın sorumluluğu yasal düzenlemeler ve Hamburg Kuralları kapsamında incelenecektir.

Deniz Yolu ile Eşya Taşımacılığı, Gecikme, Taşıyanın Sorumluluğu, Hamburg Kuralları, Türk Ticaret Kanunu.

Delay in delivery at the port of discharge is one of the breach of the obligations of the carrier under the Turkish Commercial Code. Any provision was regulated related to carrier’s liability regarding delay under Turkish Commercial Code numbered 6762. Turkish commercial Code numbered 6102, adopted the related provisions of Hamburg Rules. In this context, Carriers Liability regarding delay will be explained in the light of the legal regulations and Hamburg rules.

Carriage of Goods by Sea, Delay, Carrier’s Liability, Hamburg Rules, Turkish Commercial Code.

GİRİŞ

Deniz yoluyla eşya taşıma sözleşmelerinde, taşıyan yalnızca eşyayı taşımayı değil, taşınmak üzere teslim alınan eşyaya özen göstermeyi ve eşyayı varma limanında gönderilene gecikmeksizin teslim etmeyi de üstlenmektedir. Dolayısıyla taşımanın süresinde yapılması taşıyıcı için önemli bir sözleşmesel yükümlülük olduğundan, bu yükümlülüğe aykırılık, taşıyanı eşya ilgililerine karşı sorumlu kılacaktır. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu1 ’nda gecikme zararlarını düzenleyen bir hüküm bulunmamaktaydı. Doktrinde, bu durumun deniz yoluyla eşya taşımacılığında taşıma süresinin önemli olmadığı, gecikme zararlarından dolayı taşıyanın sorumluluğunun bulunmayacağı yönünde değerlendirilmemesi gerektiği belirtilmektedir2 . Bunun yanında doktrinde, deniz yoluyla eşya taşımacılığında gecikme zararlarından sorumluluğun pratik açıdan büyük bir önemi bulunmadığı da savunulmaktadır3 . 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu4 ise mevcut eksikliği gidermek adına, taşıyanın gecikmeden doğan sorumluluğunu hüküm altına almıştır.

Bu çalışmada, mevzuatımız kapsamında, taşınmak üzere teslim alınan eşyanın varma limanına geç kalmasından kaynaklanan gecikme zararı sebebiyle taşıyanın sorumluluğu değerlendirilecektir.

Taşıyanın eşyayı koruma yükümlülüğünden kaynaklanan sorumluluk halleri ziya veya hasar ile taşıma süresinin aşılmasından doğan sorumluluk hali, taşıma hukukuna ilişkin ulusal ve uluslararası düzenlemelerin hemen hepsinde özel kurallarla düzenlenmiştir. Taşıyan tarafından eşyanın herhangi bir zamanda değil, belirli bir zaman diliminde taşınması taahhüt edilmektedir.

Lahey5 ve Lahey/Visby Kuralları6 taşıyanın zıya ve hasardan kaynaklanan sorumluluğunu ayrıntılı bir şekilde düzenlemesine rağmen (Lahey Kuralları m.3), gecikme zararlarını düzenlememiştir. Lahey Kuralları’nın mehaz oluşturduğu Alman Ticaret Kanunu ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda gecikme zararlarına yer verilmemiştir. Ancak bu durum taşıyanın gecikmeden doğan zararlardan sorumlu olmayacağı anlamına gelmemektedir. Gecikme sebebiyle eşyanın ziyaa veya hasara uğraması durumunda taşıyanın bu zararlar nedeniyle sorumluluğu 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1061. maddesi kapsamında değerlendirilmektedir7 . Bununla birlikte geç teslime sebebiyet veren olay eşyanın değerini kötüleştirmeksizin saf gecikme zararı niteliğindeyse, taşıyanın sorumluluğu gecikmeye sebep olan olaya göre belirlenecektir. Örneğin gecikmenin nedeni başlangıçtaki elverişsizlik (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.1019), eşyanın izinsiz başka gemiye yüklenmesi veya aktarılması (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.1028) ya da haksız sapma (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.1091) ise taşıyanın sorumluluğu bu hükümlere tabi olacaktır. Bunların dışında kalan hallerde ise gecikme zararları, genel hükümlere tabidir8 .

Deniz yoluyla eşya taşımalarında geç teslimden sorumluluk uluslararası alanda ilk defa 1978 tarihli Hamburg Kuralları9 m.510 ile düzenlenmiştir. Karma taşımalarla ilgili düzenlemeler getiren ve deniz yoluyla eşya taşımacılığını modernleştirme amacında olan 2008 tarihli Rotterdam Kuralları11 da m.17/112 hükmünde gecikme zararlarını düzenlemiştir.

TTK’da taşıyanın sorumluluğu ile ilgili bölüm, “Deniz Ticareti” başlıklı beşinci kitabın “Navlun Sözleşmesi” başlıklı üçüncü bölümünün üçüncü ayrımında “Taşıyanın Sorumluluğu ve Hakları” başlığı ile düzenlenmiştir. Taşıyanın sorumluluğunu düzenleyen m.1178 taşıyanın eşyanın zıyaı, hasarı ve gecikmesinden dolayı sorumlu olacağı emredici şekilde düzenlenmiştir. TTK m.1178’de taşıyanın eşyanın gecikmesinden ileri gelen zararlardan sorumluluğu Hamburg Kuralları m.5/2’ye paralel şekilde düzenlenmiştir. Buna göre “eşyanın sözleşmede kararlaştırılan süre içinde ve eğer sözleşmede açıkça bir süre kararlaştırılmamışsa olayın özelliklerine göre tedbirli bir taşıyandan tesliminin makul olarak istenebileceği süre içinde teslim edilmemesi” halinde geç teslim söz konusu olacaktır.

Taşıyanın gecikme zararlarından sorumlu olabilmesi için taşımadaki gecikmenin eşyanın ziya veya hasarına sebebiyet vermemiş olması gerekmektedir13 . Bu prensip karşısında, taşımadaki gecikme dolayısıyla eşyanın kayıp olması veya hasara uğraması durumunda, zıya/hasar sorumluluğunu düzenleyen hükümlere göre hareket edilecektir. Gecikmenin, zıya/hasar olmaksızın, sadece maddi zararlara yol açması durumunda, gecikme hükümlerine başvurulabilecektir14 .

Gecikme geminin denize, yola ve yüke elverişsizliğinden kaynaklanmış ise, taşıyanın sorumluluğu hakkında TTK m.1141 hükmü uygulanacaktır15 . Bununla birlikte gecikmeye TTK m.1180 anlamında seyrüsefer kusuru veya teknik idare kusuru olarak kabul edilebilecek bir olay sebebiyet vermiş ise, taşıyan kendine bir kusur atfedilmediği sürece gecikme zararlarından sorumlu tutulamayacaktır. Aynı şekilde, eşyanın başka bir gemiye yüklenmesi veya aktarma edilmesi sebebiyle bir gecikme meydana gelmişse, sorumluluk TTK m.1150 hükümlerine tabi olacaktır.

TTK m.1178/3 dolayısıyla, gecikme navlun sözleşmesinin ifasına başlamadan önce meydana gelmiş bir olaydan kaynaklanıyor ise, taşıyanın sorumluluğu genel hükümlere göre belirlenecektir. Örneğin geminin yükleme limanına geç varması ile ortaya çıkan gecikme zararları dolayısıyla ortaya çıkacak gecikme zararlarından doğacak uyuşmazlıklar Türk Borçlar Kanununun16 “Borçlunun Temerrüdü” (TBK m.117-126) hükümlerine göre ele alınacaktır17 .