Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Kıbrıs’taki İngiliz Egemen Üs Bölgelerinin Brexit Sonrası Durumu

The Status of the Uk Sovereignty Base Areas in Cyprus After Brexit

Mehmet Hanifi BAYRAM

23 Haziran 2016 tarihinde Birleşik Krallık Avrupa Birliğinden (AB) ayrılma için düzenlediği referandumda, halkın çoğunluğunun oyuyla ayrılmayı tercih etti. Halkın bu kararı doğrultusunda Birleşik Krallık, AB ile üyelikten ayrılma (Brexit) sürecini başlattı. Birleşik Krallığın AB’den ayrılmasının, AB ile olan ilişkileri açısından önemli sonuçları olacağı açıktır. Bu bağlamda Brexit süreci doğal olarak Kıbrıs’taki İngiliz Egemen Üs Bölgelerinin statüsünü de etkileyecektir. AB Andlaşmalarının bu bölgelerde uygulanabilirliği sorunu Kıbrıs’ın AB’ye entegrasyonuyla gündeme gelmiş ve Katılım Andlaşmasına eklenen 3. Protokol ile düzenlenmiştir. Bu Protokol uyarınca, bu bölgeler farklı bir statüye sahip olup AB hukuku bu bölgelere kısmen uygulanmaktadır. Ancak Brexit sonrası açısından, 3. Protokol’de düzenlenen konuların Avrupa Birliği ile Birleşik Krallık arasındaki Çekilme Anlaşmasında yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

Brexit, Birleşik Krallık, Egemen Üs Bölgeleri (SBA), Kıbrıs, Avrupa Birliği.

On June 23, 2016, the majority of the people in the UK voted to leave the European Union (EU) in the referendum on withdrawal of the United Kingdom (UK) from the European Union (EU). Towards this decision of the people, the UK invoked the formal procedure for withdrawing from the EU (Brexit). It is clear that the withdrawing of the United Kingdom from the EU will have important implications for its relevance to the EU. Brexit process will naturally also affect the status of British Sovereign Base Areas (SBA) in Cyprus. The question of the applicability of the EU treaties in these regions became an issue with the integration of Cyprus in the European Union and was primarily established by the Protocol n° 3 relative to the SBA, annexed to the 2003 Act of Accession. According to this Protocol, these regions have a different status and EU law is partially applied to these regions. In terms of post-Brexit, the Protocol n° 3 issues need to be rearranged in the Withdrawal Agreement between the European Union and the United Kingdom.

Brexit, United Kingdom (UK), Sovereignty Base Areas (SBA), Cyprus, European Union.

1. GİRİŞ

Birleşik Krallığın Başbakanı David Cameron’un talebi doğrultusunda, Birleşik Krallığın AB üyeliği koşullarını yeniden düzenleyen Anlaşma 18-19 Şubat 2016 tarihinde toplanan AB Zirvesi’nde kabul edildi. Bu Anlaşma, Avro Alanı, AB içi göçmenlerin sosyal hakları ve iç pazarın liberalizasyonu gibi alanlarda Birleşik Krallığa ayrıcalıklar tanıyordu. Ancak Birleşik Krallığın AB içindeki bu özel statüsünü kesinleştirmek üzere düzenlenen referandumda beklenen sonuç elde edilmedi. 23 Haziran 2016 tarihinde Birleşik Krallık’ta AB’den çıkma için düzenlenen referandumda az bir farkla da olsa, halk AB’den ayrılma yönünde oy verdi. Katılım oranının %71,8 olduğu referandumda, %51,89 gibi bir çoğunluk AB’den çıkma yönünde, %48,11 ise AB’de kalma yönünde oy kullandı1 . AB’ye katılmak için daha önce birçok referandum gerçekleştirilse2 de AB’den ayrılmak için, ilk defa bir üye devlette bir referandum düzenlendi. Referandum sonucunda AB’den ayrılmayı savunan çoğunluğun isteği doğrultusunda, Birleşik Krallık, AB ile üyelikten ayrılma (Brexit)3 sürecini başlattı. Birleşik Krallığın AB’den ayrılma süreci Birlik için bir ilk olmaktadır4 .


29 Mart 2017'de tarihinde Birleşik Krallık, AB Andlaşmasının 50. maddesi çerçevesinde Avrupa Birliği'nden çekilmek istediğini Avrupa Konseyine tebliğ ederek ayrılık sürecini resmen başlattı. Bu gelişme üzerine, Avrupa Konseyi, AB- Birleşik Krallık arasında yapılacak müzakerelere ilişkin bir dizi siyasi kriter kabul etti5 . 22 Mayıs 2017 tarihinde ise Genel İşler Konseyi, Avrupa Konseyine, Birleşik Krallık'la müzakerelere başlamak için onay verdi ve müzakerenin yürütülebilmesi için bir direktif kabul etti6 .

Birleşik Krallık ile yapılan müzakerelerde yeterli ilerleme sağlandığı yönünde değerlendirme yapan Avrupa Komisyonu, müzakerelerde ikinci aşamaya geçilebileceği doğrultusunda Avrupa Konseyine tavsiyede bulundu7 . 8 Aralık 2017 tarihindeki bu değerlendirmesinde Komisyon, vatandaş hakları, mali anlaşma ve İrlanda'yla sınır konusu gibi öncelikli alanlarda yeterli ilerleme sağlandığını dile getirdi. Belirtilen bu üç konudaki anlaşma, Çekilme Anlaşması olmayıp sadece müzakerelerin devam etmesi için Birlik açısından önkoşul olan konularda varılan bir uzlaşıydı.

Avrupa Konseyi, 14-15 Aralık 2017 tarihinde Brüksel’de düzenlenen toplantıda, AB-Birleşik Krallık arasında yürütülen müzakerelerde, vatandaş hakları8 , mali anlaşma9 ve İrlanda'yla sınır10 konularında yeterince ilerleme kaydedildiğine karar vererek müzakerelerin devamıma yani ikinci aşamaya geçilmesine onay verdi11 . Böylece Avrupa Komisyonu ve Birleşik Krallık hükümetinin müzakerecileri, 2018 Ocak ayında Çekilme Anlaşmasının içeriği hakkında müzakerelere başlayacaklardır12 ,13 . Bu aşamada, çekilmenin tüm alanlarda (yürürlükte olan ticaret anlaşmaları, Adalet Divanı önündeki yargılamalar, ortak politikaların devamı- örneğin balıkçılık, hava taşımacılığı, Avrupa programlara katılım, adli ve güvenlik alanlarında işbirliği gibi) doğuracağı sonuçların ele alınması beklenmektedir.

Çekilme Anlaşmasını, Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği arasında Gelecekteki İlişkileri Düzenleyen Anlaşma ile karıştırmamak gerekir. Bu ikinci anlaşma, Birleşik Krallık Birlikten çıktıktan sonra (yani 29 Mart 2019'dan sonra), müzakere edilebilir ve sonuçlandırılabilir. Diğer bir ifadeyle, çekilmeden önce taraflar, teknik olarak gelecekteki ilişkilerin statüsüne ilişkin bir anlaşma imzalayamıyor. Ancak ikinci aşamada Çekilme Anlaşmasına paralel olarak İlişkiler Anlaşması için ön hazırlıkların tamamlaması bekleniyor. Keza, 50. madde hükümlerine göre, çekilmenin şekli belirlenirken gelecekteki ilişkilerin çerçevesi de hesaba katılmalıdır. Görüldüğü üzere, her iki anlaşmanın birbirinden tamamen bağımsız olduğu söylenemez. Gelecek İlişkiler Anlaşmasının sonuçlandırılması Çekilme Anlaşmasından sonra mümkün olduğu göre, çekilme ile gelecek statüsünün başlangıcı arası dönem için bir geçiş süreci düzenlemek gerekmektedir (çekilmeden sonra gelecek ilişkileri anlaşması yürürlüğe girinceye kadarki dönem için).

Müzakerelerin ikinci aşamasında (yani Çekilme Anlaşması müzakereleri sürecinde) tarafların Başbakan Theresa May tarafından önerilen ve ayrılık tarihinden sonraki 2 yılı kapsaması öngörülen "geçiş sürecine" ilişkin detayların da görüşülmesi bekleniyor. 29 Mart 2019 öncesinde, Avrupa Parlamentosu'ndan izin alınıp, Çekilme Anlaşmasının 2018 sonbaharına kadar sonlandırılması bekleniyor14 .

Brexit sürecinde AB- Birleşik Krallık arasındaki ilişkilerinin geleceğini belirleyen ikinci aşama müzakerelerinin direktif taslağı, bu geçiş sürecinin 31 Aralık 2020'ye kadar sürmesini öngörüyor15 . Buna göre, Birleşik Krallık, 2019 Mart ayından sonra AB için 3. ülke konumuna geleceğinden AB kurumlarında yer alması söz konusu olmayacaktır. Ancak Birleşik Krallığın bu süreçte tek pazar ve Gümrük Birliği gibi tüm AB kural ve yükümlülüklerine saygı göstermesi gerekmektedir. Bu nedenle, Birleşik Krallığın ayrılık sürecinde yaşayabileceği zorluklara ve yeni ilişkilere iyi hazırlanması beklenmektedir. Avrupa Birliği Komisyonu Brexit Başmüzakerecisi Michel Barnier’in dediği gibi, “Birleşik Krallığın AB'den düzenli bir biçimde ayrılması için zamana ihtiyaç vardır.”. Gelecekte AB ve Birleşik Krallık arasında yapılabilecek farklı işbirliği modelleri konusunda ise Michel Barnier, “Birleşik Krallığın gelecek ilişkilerde tek pazar, Gümrük Birliği ve Avrupa Adalet Divanı'nın bir parçası olmak istemediğini açıkladığını anımsatarak”, bu seçeneğin sonucu olarak serbest ticaret anlaşması modelinin ön plana çıktığını belirtmektedir16 . Bu durumda, AB'nin Kanada, Güney Kore ve Japonya ile yaptığı serbest ticaret anlaşmaları modelinin bir benzeri gelecekte Birleşik Krallık-AB ilişkilerine de uygulanması muhtemeldir.

Görüldüğü gibi, Brexit sürecinin işleyişi, AB ile Birleşik Krallık arasındaki müzakerelerin seyrine göre şekillenmektedir. Birleşik Krallığın AB’den ayrılmasının, AB ile olan ilişkileri açısından önemli sonuçları olacağı açıktır. Brexit süreci doğal olarak Kıbrıs'taki İngiliz Egemen Üs Bölgelerinin17 statüsünü de etkileyecektir. Hatırlanacağı gibi, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin18 AB’ye üye olmasını düzenleyen 2003 Avrupa Birliği Katılım Andlaşmasında, İngiliz Üsleri AB toprağı dışında bırakılmıştır. Ancak Andlaşmaya eklenen 3. Protokol’de19 bazı AB normlarının (AB gümrük, tarım, denizcilik vs.) üslerde uygulanması düzenlenmiştir20 . Katılım Andlaşması ile teyit edilen Krallığın Egemen Üs Bölgelerindeki egemenlik hakkının21 Brexit sürecinde değişikliğe uğraması beklenmemektedir22 . Bu durumda, Brexit süreci çerçevesinde 3. Protokol’ün düzenlediği alanların yeniden müzakere edilmesi kaçınılmaz görünmektedir. 3. Protokol’ün Katılım Andlaşmasına eklenmesi, 1960 Kuruluş Andlaşması uyarınca, Kıbrıs Cumhuriyeti ile varılan anlaşma neticesinde gerçekleştiğinden dolayı, bu Protokol’ün değiştirilmesi öncelikle Birleşik Krallık ile Kıbrıs Cumhuriyeti arasında görüşülecek bir konu olmaktadır. 3. Protokol’de yer verilen 1960 Kuruluş Andlaşması23 çerçevesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de, İngiliz Egemen Üsler Bölgesi’yle ilgili müzakerelere katılmak istemektedir24 . AB, Üsler konusunda Birleşik Krallık ile yapılacak müzakerelerde 1960 Kuruluş Andlaşması ve “Egemen Üs Bölgelerinin Geleceği”ne ilişkin Teessüs (Kuruluş) Andlaşmasını imzalamayan yetkili temsilciler arasındaki nota teatisinin esas alınması gerektiğini belirtmektedir25 . Bu temelde Birleşik Krallık ile Kıbrıs arasında varılacak anlaşmanın, Birlik ile Birleşik Krallık arasındaki Çekilme Anlaşmasına dahil edileceği AB tarafından bildirilmektedir. Bu çerçevede, Birleşik Krallık, Kıbrıs Cumhuriyeti ile Brexit sonrası dönem için üslerin durumuna ilişkin müzakereler sürdürmektedir. Yapılan görüşmelerde, İngiliz Egemen Üsler Bölgeleri’nde ikamet eden veya çalışan Kıbrıslıların haklarına ilişkin bir sorun çıkmaması konusunda tarafların mutabık kaldıkları görülmektedir26 .

Görüldüğü gibi, gerek Birleşik Krallığın AB ile gelecekteki ilişkileri, gerekse İngiliz Egemen Üs Bölgelerinin statüsü taraflar arasında sağlanacak mutabakata bağlı olmaktadır. Bu çalışmada, Birleşik Krallığın AB üyeliğinden ayrılma sürecinin Kıbrıs'taki İngiliz Egemen Üs Bölgelerinin statüsü açısından ortaya çıkması muhtemel sonuçları üzerinde durulacaktır. Brexit süreci doğal olarak Kıbrıs'taki İngiliz Egemen Üs Bölgelerinin statüsünü de etkileyeceği gibi, AB müktesebatının farklı bir şekilde uygulanmasına da neden olacaktır.