Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Yargılama Makamı İçin Şüphe, Müdafi İçin
Savunma Nedeni: Adli Bilişimde Özet Değer
 (Hash Value) Kavramı ve Özet Değer
Çakışmasının Ceza Muhakemesine Etkileri(*)

Olgun DEĞİRMENCİ

“Bilimle uğraşan kişi, cehalet, şüphe ve kesin olmayışlıkla iç içedir...
İlerlemek için cehaletimizin bilincinde olmamız ve şüpheci davranmamız gerektiğini anlamış bulunuyoruz.
Bilimsel bilgi, farklı kesinlik derecelerine sahip ifadeler topluluğudur ki bunlardan bazıları pek kesin değildir,
bazıları ise kesin sayılabilir ama hiç biri tam olarak kesin değildir.”(***)

Dijital Evren ve Ceza Hukukuna Etkileri

Evreni, artık fiziksel ve dijital olarak ikiye ayırarak incelemek bir gereklilik olarak karşımıza çıkmaktadır. İlk kez William Gibson tarafından Neuromancer isimli kitabında kullanılan “cyber” terimi, “space” terimi ile birleştirilerek, bit’lerden oluşan dünyayı ifade etmek için kullanılmıştır. Artık “siber uzay” ifadesi yetersiz gelmekte, “dijital evrenin” (digital universe) varlığından bahsetmekteyiz.1 Çalışmaya değerli katkılarından dolayı Adli Bilişim Uzmanı değerli dostum Şükrü Durmaz’a teşekkürü borç bilirim.

Dijital evren gün geçtikçe büyümektedir. 2006 yılında, kaydedilen verinin büyüklüğü 12288 x 1018 bittir. Bilişim jargonuyla ifade etmek gerekirse 161 exabyte’dır. Bu verinin büyüklüğünü görebilmek için şöyle bir karşılaştırma yapmak mümkündür: 161 exabyte’lık veri, kitap haline çevrilmiş olsaydı, şimdiye kadar yazılan kitaplardan 3 milyon kez daha büyük bir kitap olacaktı.

Yukarıdaki paragrafın 2006 yılı itibariyle verinin durumunu anlatması, olayın korkunç boyutlarını daha fazla göz önüne sermektedir. 2010 yılına gelindiğinden 6 kat artışla, 988 exabyte’a ulaşılmıştır. Günümüzde dijital evren, % 40 oranında büyüyerek, 2020’ye doğru yol kat etmektedir. 2020 yılında kadar, dijital evrendeki bitlerin sayısı, fiziksel evrendeki yıldızların sayısına ulaşacağı tahmin edilmektedir. Oluşturulan ve kopyalanan veri sayısı, 44 zettabyte’a veya 44 trilyon gigabyte’a ulaşacaktır.

Dijital evrenin korkutucu gelişimi ceza hukukunu birçok açıdan ilgilendirmektedir. Öncelikle oluşan söz konusu verilerin, bir veri havuzunda toplanması suretiyle, söz konusu verilerden bireylerin özel hayatına ilişkin sonuçlar çıkarılabilmektedir. Bu açıdan bakıldığında özel hayatın gizliliğini ihlal ve kişisel verilerle ilgili suç tiplerinin gerçekleşme sıklığının artacağını tahmin etmekteyiz. İkinci olarak ise söz konusu evrende, sayısal delillerin aranması ile ilgili problemler yaşanacaktır. Veri saklama kapasiteleri ile saklanan veriler üzerinde icra edilecek arama kapasitesi aynı şekilde artmamaktadır. Her geçen gün artan depolanmış veriler üzerinde arama icra edilmesi çok uzun zaman ve maliyet gerektirdiğinden dolayı, adli bilişim metodolojilerinden öncelikli inceleme (triage) yapılmakta ve son zamanlardaki çalışmalarda öncelikli inceleme yapmak bir zaruret halini almaktadır.2

Sayısal verinin elde edilmesinde uyulması gereken prensiplerden birisi de, delilin güvenilirliğini sağlamaktır. Sayısal delilin güvenilirliğinin sağlanması, yine teknolojik bir yolla yapılmakta ve sayısal delilin “parmak izi” olarak kabul edilen, özet değer uygulaması yapılmaktadır. Bu sayıdaki yazımızın konusu, sayısal delilin güvenilirliğini sağlamak için uygulanan özet değer (hash value) kavramını ve söz konusu özet değerin çakışma olasılığını incelemek, söz konusu olasılığın ceza hukukunda sayısal delilin, delil değerine etkilerini açıklamaya çalışmaktır. Bu açıdan bakıldığında öncelikle ceza muhakemesinin konusu olan maddi olay izah edilmeye çalışılacak, maddi olayın sübutu bakımından gerekli olan delil kavramı incelenecek, sayısal delilin özelliklerine değinilecek ve sonrasında da özet değer kavramı ile işlevi açıklanacaktır.