Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Vekâlet Sözleşmesi Kapsamında 
meydana Getirilen Eser Üzerindeki 
Telif Hakları

Mustafa ATEŞ

Bu makalede, vekâlet sözleşmesi ile tesis olunan hukuki ilişkiler çerçevesinde meydana getirilen eserler bakımından sahiplik statüsü ve eser üzerindeki telif haklarının kimler tarafından ne şekilde kullanılabileceği meselesi ele alınmıştır. Bu çerçevede; önce vekâlet sözleşmesiyle kurulan ilişkinin hukukî mahiyetine genel olarak değinilmiş; akabinde de bu ilişki kapsamında meydana getirilen eserler üzerindeki eser sahipliği ve fikri hakların kullanılmasıyla ilgili tespitlerde ve değerlendirmelerde bulunularak, FSEK m. 18/2 hükmünün bu bağlamda uygulanabilir olup olmadığı tartışılmıştır.

Vekâlet Sözleşmesi, Eser Sahipliği, Fikri Hakların Kullanılması.

I. GİRİŞ

Bir insanın zihinsel faaliyeti sonucunda dış dünyada algılanabilir şekilde ortaya çıkan ve o insanın hususiyetini yansıtan neticelere “fikrî ürün” denilir. Fikri ürün, hukuk düzeninin tanımladığı tipolojiye uygunluk taşıdığı takdirde “fikir ve sanat eseri” olarak nitelendirilir ve hukuken korunmaya değer addedilir. Hukuken korunmaya değer bir fikrî ürün meydana getiren kişiye ise “eser sahibi” denilir. Fikrî ürünlerin hukukça korunmasından maksat, fikrî ürün üzerinde onu meydana getiren kişiye münhasır bir takım menfaat ve yetkiler tanınmasıdır. Eser üzerinde hukuken korunmaya değer görülen eser sahibinin menfaatlerinin ve yetkilerinin bütününe ise “fikrî haklar” veya “telif hakları” denilmektedir.

Türk hukukunda eser sahibinin haklarına ilişkin hususlar, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) ile tanzim olunmuştur. FSEK’e göre, bir fikir veya sanat eserinin sahibi, onu meydana getiren kişidir (m. 1/B-b ve m. 8/1). Bu itibarla herhangi bir fikrî ürün üzerindeki hakkın süjesi olabilmek için “eser” olarak nitelendirilebilecek bir fikir veya sanat ürününün meydana getirilmiş olması yeterlidir.1 Buna göre; bir roman, hikâye veya bilimsel eserin sahibi onun yazarıdır; bir musikî eserinin sahibi onu besteleyendir; bir tablonun eser sahibi onu çizendir; bir fotoğrafın sahibi onu çekendir; bir mimarî yapının sahibi de onun mimarıdır.

Kanun, eser sahibine meydana getirdiği eser üzerinde bir takım manevî ve malî haklar bahşetmektedir. Manevî haklar, Kanunun 14 ila 17’nci maddelerinde; eserin umuma arzı, eser sahibinin adının belirtilmesi, eserde değişiklik yapılmasını men etme, eserin aslına ulaşma ve tahrip edilmeyi önleme hakkı olarak gösterilmiştir. Malî haklar ise 20 ila 27’nci maddelerde; eseri işleme hakkı, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, temsil hakkı ve umuma iletim hakkı olarak sayılmıştır. Eser üzerindeki manevi ve mali haklar, kural olarak, münhasıran eser sahibine ait olup, üçüncü kişiler bu hakları, eser sahibinin izni veya icazeti olmaksızın kullanamazlar.