Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Özel Hayatın Korunması Kapsamında 18 Mayıs 2017 tarihli ve 12556/03 sayılı Petrie-İtalya Kararı’nın Değerlendirilmesi

Assessment of Petrie-Italy Decision No. 12556/03 dated 18 May 2017 within the Protection of Private Life

Durmuş TEZCAN

Başvuran Petrie, İtalya’da yabancı öğretim üyeleri derneği başkanıdır. Başvuran, Avrupa Parlamentosu önünde yaptığı konuşmaya atfen İtalya’da, Başvuran Petrie’nin de bulunduğu bir toplantıda, bir Üniversite temsilcisi olan X’in «Bu toplantıda bulunan bir okutman Avrupa Parlamentosu önünde İtalya’yı Mafya ülkesi olmakla suçlamıştır» demesi üzerine, Petrie, kendisine hakaret edildiği gerekçesiyle konuşmanın geçtiği İtalya’da tazminat davası açmıştır. Ancak ilk derece mahkemesinde davayı kaybetmesi üzerine başvurduğu olağan kanun yollarından da sonuç alamamıştır. Petrie, İtalya yargı yerlerinin bu kararını süresi içinde AİHM’e taşımış ve kendisine yapılan hakaretin İtalya’da yaptırımsız kaldığı iddiasıyla bu davada özel hayatın korunmasıyla ilgili 8. maddenin kendisi yönünden ihlal edildiğini ileri sürmüştür. AİHM, dava konusunun ilgili değerlendirmenin devletlerin takdir yetkisi içinde kalan bir konu olması sebebiyle 8. maddenin ihlal edilmediğine karar vermiştir.

AİHS md. 8, AİHS md. 10, Basın Özgürlüğü, Bilgi Edinme Hakkı, Ulusal Takdir.

Mr. Petrie is Chair of the Association of Foreign Lecturers in Italy. X, who is Director-General of the department for university autonomy in the Italian Ministry of Universities and Scientific and Technological Research stated that “a lecturer present in the auditorium [had] accused Italy, in the European Parliament Committee in Brussels, of being a country run by the Mafia” when Mr. Petrie were also present at the same meeting. Then Mr. Petrie brought an action for damages in Italy on the grounds that he was insulted. However, he did not get results from the ordinary legal remedy which he applied on the loss of the case in the first instance court. Mr. Petrie applied to the ECHR during the legal period for the decision of the Italian judiciary. With regard to the insult to him, he claiming that it has not been sanctioned in Italy and relying on Article 8 of the European Convention on Human Rights, Mr. Petrie argued that the dismissal of his action for defamation had amounted to unjustified interference with his right to protection of his reputation and his right to respect for his private life. The Court dismissed the allegation of a violation of Article 8 and stated the evaluation of the case was a matter of margin of appreciation of the States.

Art. 8 of the ECHR, Art. 10 of the ECHR, Freedom of the Press, Right to Receive Informations, National Discretion.

1. Bir kişi tarafından diğer bir kişiye karşı söylenen ve o kişinin onurunu veya toplum içindeki saygınlığını zedelediği iddia edilen sözler, ulusal yasalarda hakaret suçu olarak nitelendirilmekte olup, bu eylemlerin mağdurları açısından ulusal olağan yargı yerlerinde sonuç alınamaması halinde, AİHM’e yapılacak başvurularda, konu AİHM’e özel hayata saldırı kapsamında AİHS m.8’e götürülebilir.

2. Buna karşılık, bu sözlerin basının haber verme görevine giren bir konuda gündeme gelmiş ve bu sözler gazetecinin mahkûmiyetine neden olmuşsa, konu, AİHM’de, AİHS m.10’da düzenlenen düşünceyi açıklama özgürlüğüne dayalı basın özgürlüğü çerçevesinde ele alınır. AİHM için önemli olan, demokratik bir toplumda basının ifa ettiği temel görevdir. Mengi - Türkiye Kararında en geniş şekliyle vurgulandığı üzere, özellikle başkalarının itibar ve haklarıyla ilgili belirli sınırları aşmamak kaydıyla, basının görevi, yükümlülükleri ve sorumlulukları ile tutarlı bir şekilde, kamu çıkarını ilgilendiren her türlü konuda bilgi ve görüşlerini açıklamaktır. Ayrıca aynı karara göre bu bilgi ve görüşlerin açıklanması, yalnızca basının görevinin bir gereği değil, aynı zamanda halkın da bu konuda bilgi edinme hakkına sahip olmasından kaynaklanmaktadır. AİHM daha da ileriye giderek, basın özgürlüğünün aynı zamanda belirli bir derecede anlatımda abartmaya ve hatta provokasyona başvurma olasılığını da kapsadığı görüşünü dile getirmektedir1 .

3. Basın özgürlüğü kapsamına girmeyen konularda da, söylenen söz, ulusal yargı yerlerinde hakaret kabul edilmesine karşın, içeriği ağırda olsa, bir eleştiri düzeyinde ise, bu mahkûmiyet kararı nedeniyle iç hukuk yolları tüketildikten sonra AİHM’e başvurulması halinde, bu karar, AİHM içtihatlarına göre, Sözleşme’nin 8. maddesiyle korunan özel hayata uygun bir karar sayılmaz. Zira hoşa giden sözler kadar, üzen ve hatta kızdırıp ağlatan sözler de şiddet içermedikçe veya şiddeti teşvik etmedikçe Sözleşmeyi ihlal etmez.

4. Öte yandan Sözleşmede Taraf devletlere, özel hayata saldırı oluşturduğu iddia edilen sözlerin değerlendirilmesinde, izledikleri amaçla oranlı bir ulusal takdir hakkı da tanınmaktadır2 .

5. Bu bilgiler ışığında AİHM 1. Dairesince verilmiş 18 Mayıs 2017 tarihli ve 12556/03 sayılı Petrie-İtalya Kararı'nın kısaca değerlendirirsek şunları söyleyebiliriz. Dava konusu olay şöyle özetlenebilir:

İtalya’da yabancı öğretim üyeleri derneği başkanı olan Petrie’nin Avrupa Parlamentosu önünde yaptığı konuşmaya atfen İtalya’da, Petrie’nin de bulunduğu bir toplantıda, bir Üniversite temsilcisi olan X’in «Bu toplantıda bulunan bir okutman Avrupa Parlamentosu önünde İtalya’yı Mafya ülkesi olmakla suçlamıştır» demesi üzerine, Petrie, kendisine hakaret edildiği gerekçesiyle konuşmanın geçtiği İtalya’da tazminat davası açmıştır. Ancak ilk derece mahkemesinde davayı kaybetmesi üzerine başvurduğu olağan kanun yollarından da sonuç alamamıştır. Petrie, İtalya yargı yerlerinin bu kararını süresi içinde AİHM’e taşımış ve kendisine yapılan hakaretin İtalya’da yaptırımsız kaldığı iddiasıyla bu davada özel hayatın korunmasıyla ilgili 8. maddenin kendisi yönünden ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

6. AİHM, 18 Mayıs 2017 tarihli kararında, Petrie’nin açtığı davayı incelemeye değer bulmuştur. Zira başvuranın kendisine hakaret ettiklerini iddia ettiği X ve Y hakkında açtığı tazminat davası Bolonya Asliye Hukuk Mahkemesinde lehine sonuçlanmıştır. Ancak bu hükme karşı yapılan İstinaf başvuru üzerine, İstinaf Mahkemesi, Asliye Hukuk Mahkemesi hükmünün, X ve Y’nin sözlerinin söylendiği ortamı dikkate almadığını, bir sendika tarafından düzenlenen bir konferansta birbirine zıt çıkarları olan kişilerin bir araya getirildiğini ve yararlı tartışmalar yapıldığını, davacının bu tartışmalar içinden konuşmaların geneline bakmaksızın kendisi için hakaretamiz olduğunu düşündüğü sözleri genel tablodan çıkarak dava konusu yaptığını, ayrıca Avrupa Parlamentosunda yaptığı konuşmada İtalya’yı eleştirdiği ve bunun da çeviri sırasında o toplantı da bulunan X ve Y tarafından İtalyan sisteminin Mafya düzeni şeklinde algılanması nedeniyle böyle davrandıklarını, bu yüzden hakaret eyleminin oluşmadığı sonucuna vararak davayı reddetmiştir. Bu defa bu karara karşı Petrie’nin yaptığı temyiz başvurusu da, Temyiz Mahkemesi tarafından incelenmiş ve İstinaf Mahkemesince, davanın ret kararına karşı ileri sürülen temyiz sebebinin aksine, tamamen gerekçelendirildiği belirtilerek, Avrupa Parlamentosundaki toplantıda, başvuranın, İtalya’yı doğrudan Mafyalıkla suçlamasa da, sarf ettiği eleştirel sözlerinin, çeviri ortamında, davalılar tarafından yanlış anlaşılmasından kaynaklandığını, bunun da karşılıklı tartışma yapılan konferansta belirtilmesinin hakaret oluşturmayacağı belirtilmiştir.

7. AİHM, 18 Mayıs 2017 tarihli kararıyla bu davada dava konuyla ilgili değerlendirmenin devletlerin takdir yetkisi içinde kalan bir konu olduğundan 8. maddenin ihlali iddiasını ret etmiştir.

8. AİHM’in bu kararı Sözleşmeye uygun ve adil bir karardır. Ayrıca AİHS m.8’de düzenlenen özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkının düşünceyi açıklama özgürlüğü ile ilgili 10. maddede öngörülen kurallar ışığında ele alınması gerektiğini vurgulayan bir karar olarak da değerlendirilmesi gerekir.